Gerede Masaj Salonu-Ecem Hanım

Gerede Masaj Salonu-Ecem Hanım

Gerede Masaj Salonu-Ecem Hanım Çalışmaktan beli bükülmüş bir pîr (yaÅŸlı), baÅŸlangıcında külâh-ı kes (ÅŸarap dolu bardaktan yapılmış külah), elinde âsây-i kîr (erkeklik organından âsâ), ayak üzre durup ve bülendâ- vâz (yüksek ses) ile çağırıp ayıttı (dedi) ki, “Ey gulampâreler, iki cihanda yüzü kareler ve âvâreler. Hadd-ü insaftan (insaf derecesinden) teâdî (çıkmak) ve tecavüz etmek râh-ı delâlete (sapkınlık yoluna) ve tarîk-i cehalete (cahillik yoluna) düşüp gitmek, hakkı koyup bâtıla uymak, s..Leri boklara mâlâmâl olmuÅŸ (dolmuÅŸ) g..Lere geçirmek ne demektir. Var iken dünyada zîbâ ve lâtif a. Birey g.. S….K oldukça bok yemekdir Var iken billahi yaÄŸ, parmağını.Boka bandırmak âdem ne demekdir. Gulampâreler bu haberi gûş kılıp (duyup) deryayı çevre (çevreı çevreleyen deniz) ÅŸeklinde hurûş ve cûş edüp (coÅŸup kaynayıp) hemen ol dem (o an) dilediler kim (ki), hücum edip zenpâreleri t…K zarbıyle (vuruÅŸuyla) helak edeler ve s.. Nîzeleri (mızrakları) ile sinelerin (göğüslerin) çak edeler (yırtalar)

 

Åžeytan aleyhilâne (allah ona lanet etsin) bu haberi görüp ayak üzre kalkıp bir eline bir âsâ ve bir eline teÅŸbih alıp ÅŸ’ol (ÅŸu) komÅŸuluk (“komÅŸu” yerine) a.ı s……Tenyüzü kara olmuÅŸ merdümek (mercimek) sorusu gibi bir azcaîz ÅŸeyh olup çıka geldi, iki askerin mabeyninde (arasında) durdu…”

Gerede Masaj Salonu-Ecem Hanım

(Gazali, buradan sonra, kulamparalarla zanparaların karşılıklı tartışmalarını, her bir güruhun kendi “mesleÄŸini” nasıl övdüğünü, ÅŸeytanın ortalığı nasıl kızıştırdığını anlatıyor… AÅŸağıda, bu bölümlere yer vermeden, faslın taraflar içinde ne ÅŸekilde bir uzlaÅŸmaya varıldığından bahseden son kısmını naklediyoruz)

“…Åžeytan aleyhilâne (allah ona lanet etsin) çıkıp gelip bunların arasına seccade-i sulh (barış

seccadesi) deyu (diye) bir s…ÅŸhane hasırın saldı, geçip üstüne oturdu, zenpâreleri ve gulampâreleri önüne getirdi, bunları ayıttı (dedi) ki: “Ey gözümün nuru gulampâreler ve ey gönlümün surum (luÄŸu) zenpâreler. Kiminiz bakıyye-i kavm-i Lût (Lût kavminden artakalan) ve kiminiz bende-i nesl-i Kabil (Adem peygamberin oÄŸullarından Kabil’in soyundan gelenler). Bana yar-ı yoldaÅŸ (yar ve yoldaÅŸ) olmaya sizden gayrı kim kabil? Gelin siz ceng  ve cidal (savaÅŸ) etmen (etmeyin) ve beni ÅŸuridehâl etmen (periÅŸan etmeyin)” deyu her birine nasayih-i pür fasayih (güzel sözlerle dolu tembihler) söy-leyib bulduÄŸu pohu (boku) yiyip ahiren (sonrasında) “sulh hayırdır” diyip bunları sulha davet edip kadı oldu.