Gerede Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar
Gerede Mutlu Sonlu Masöz
Terbiyeli bir sesle, “Sanırım, gitme vaktim geldi” diyor. “I˙çki için çok teşekkü rler. Seni tekrar gördüğüme sevindim.” Uzun hırkasını omuzlarına kaydırıyor, ayağa kalkıyor. Adam üzülmüş görünüyor. “Geceler gebedir” diyor. “Bir içki daha içsen.” Elizabeth reddedince erkek de ayağa kalkıyor. “Seni evine kadar götüreceğim nasıl olsa” diyor. Elizabeth Gerede Mutlu Sonlu Masöz duraksıyor, sonrasında kabul ediyor. Ne diye taksi parası versin? Ilık havanın içinden otoparka doğru yü rü yorlar. Adam eliyle Elizabeth’in dirseğini tutuyor; tuhaf, eski moda bir jest. Belki otopark ışıklarının altında birlikte fokstrot da yaparlar, niçin olmasın? Genç hanımın kasabadaki gecesi!
Otomobile binince Elizabeth konuşmak için kendisini zorlamıyor. Ona nerede oturduğunu sö ylü yor. Adam otel yemeklerinden, ö zellikle de Thunder Bay’deki otelin yemeğinden yakınmaya başlıyor. Elizabeth onu yarı dikkatli dinliyor, bir şeyler mırıldanıyor. O¨ lçü lü , ağırbaşlı, buz gibi soğuk bir hali var. Buz benzer biçimde soğuk. Bazı avutucu yanları da var kuşkusuz bu buluşmanın: Elizabeth bu işin içinden temiz çıktı, hiçbir zarara ziyana uğramadı. Adam onun ilgilenmediğini anlamış olmalı. Mevzuşmayı kesiyor ve dü ğmeyi çevirerek telsiz radyoyu açıyor. Önce kesik kesik, çatır çutur sesler duyuluyor. Sonrasında sessizlik.
Gerede Mutlu Sonlu Masöz
Derken adam Elizabeth’in sokağına gelmeden hemen ö nce arabayı çıkmaz bir sokağa sü rü yor ve birden stop ediyor. Arabanın farları damalı bir tahtanın, siyah bir okun ü zerine vuruyor. Arkada yüksek bir tel çit var. Fabrika şeklinde bir şey olsa gerek. Elizabeth, “Burası benim oturduğum sokak değil” diyor. Akşamın başlangıcında insanın bu meydana getirdiğim hoş bulabilirdi. Adam, “Aptal numarasım bırak” diyor. “Nedenburada olduğunu biz de biliyoruz.” Aşağıya uzanıp mikrofonu eline alıyor. “Onları birazcık heyecanlandıralım” diyor, “On–dö rt, on–dö rt, bana birazcık vakit tanı.”
Elizabeth gü venlik kemerinin ü zerindeki dü ğmeyi el yordamıyla bulmaya çalışıyor. Fakat o kemeri çö zene kadar, adam ü zerine çullanıyor. Elizabeth’in başı insanın ağzının ağırlığıyla geriye doğru itiliyor. Elizabeth nefes almaya çalışıyor. Adamın dizlerinden biri kalçalarının arasına girmiş, eteğini yukarıya sıyırıyor; kıçı torpido gö zü ne sıkışmış. Elizabeth’in boğazcaına soğuk, madeni bir şey bastırıyor. Niçin sonrasında bunun mikrofon bulunduğunu anlıyor.








Son yorumlar